• https://www.facebook.com/yedikedi
  • https://www.twitter.com/SsszMzhDergisi

İyi, güzel, faydalı paylaşımlar

Faydalı olabildiysek ne mutlu

Ali Başar
ali.boz42@gmail.com
Durum güncellemesi hayatımız!
28/09/2017

   Hayat dediğimiz şey doğumla ölüm arasındaki ince çizgidir derler, yakışıklı ve karizmatik bir tabirdir. Bize düşen o ince çizgiyi nasıl geçtiğimizdir.
   Bir sohbet esnasında hocamız bahsetmişti (bu arada o kadar iş güç arasında ilim sohbetlerinde bulunduğumuzu da parantez içi ima etmiş olalım) “Sırat köprüsü, zannedildiği gibi ahirette karşımıza çıkacak bir köprü değildir. İnsan o köprüye doğduğu gün çıkmıştır zaten.” Yolda yürüyüşü sıratı geçmesini sağlayacaktır. Aklı başına gelip ehliyet sahibi olan kimsenin fabrika ayarında yüklenen programla ve yoldaki durumlara göre geliştireceği güncellemelerle hareket etmesi “cennet ömürlü” olmasını sağlayacaktır. Yok, eğer yol üzerinde virüslü programlar yüklersen “Onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım…” diyen şeytana alet olur ve o kadar emek harcanıp meydana getirilmiş bir canlı “cehennem ömürlü” olacaktır. Dünya şartlarında kısa ömürlülük çöpe gidip yok olmak demektir. Ancak cehennem ömürlü olmak öyle yok olmak değil sürekli geri dönüşümle aynı acıları çekmektir. Cennet ömürlü olmak da her an sürüm yenilemek gibi olacaktır.
   Neyse, konuyu kürsü vaazına çevirdik, burada bırakalım. Durum güncellemesi yapalım.
   Günümüzde, bildiğiniz gibi değil tam da içinden geçtiğiniz gibi sosyal hayatın büyükçe bir kısmı daha çok mobil, elektronik ortamda yaşanıyor. Facebook, Twitter, Instagram vs gibi ortamlarda herkes ne yapıp ettiğini paylaşabiliyor. “Ne düşünüyorsun?” diyen Facebook ve “Ne yapıyorsun?” diyen Twitter hal-hatır sorma noktasında yeni dostlarımız artık. Her ne yapıyor ve düşünüyorsak onlarla paylaşıyoruz. Dert dinleyip derman olan bir dostun olması dünya adasına düşmüş insanın isteyebileceği üç şeyden biridir muhakkak. Allah onlardan razı olsun! Ancak halden anlıyor diye her şeyi paylaşmak bir noktadan sonra alışılmışlık ve tepkisizliğe neden olabiliyor.
Herkes bir şekilde durum güncelliyor. Kimisi “Benim partim en doğru, kahrolsun diğerleri” derken, kimi “Ya ya ya, şa şa şa bordo-lacivert çok yaşa, ez parçala diğer renkleri” diyor. Kimisi “En güzel sofralar bana kuruluyor” deyip pazar kahvaltısını ekrandan paylaşırken kimi de en güzel-yakışıklı sevgilinin kendine ait olduğunu deklare ediyor. Kimi İslam alemindeki durumu paylaşıp “Allah’ım, kahret bu zulümleri yapanları.” deyip ellerini klavyeye açıp diğer noktalarda çaba harcamaktan geri kalıyor.
Yapılan, sadece olan durumu paylaşmaktan ibaret.
İcraat noktasında ne yapmalı sorusuna kaçamak cevaplar veriliyor nedense.
Çözüm? Evet, çözüm fabrika ayarlarına dönüp kullanma kılavuzundaki yönteme göre ilerlemektir.
İnsan makinasının kullanma kılavuzu olan Kur’an ve sünnetlerle kendimize format atmak gerekiyor.
Ne diyordu bütün zamanlara hitap eden kılavuzumuz:
“Zamana yemin olsun ki insan hüsrandadır.” 
Asr suresinin bu ilk ayetleri tam bizim kullandığımız-paylaştığımız gibi bir cümle. Sadece bir “durum bildirimi” yapıyor. Ancak hemen ardından gelen ayet çözümü de gösteriyor:
“İman edenler, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.”
Evet, “Biz de iman ediyor, salih amel işliyoruz. Ve hatta sosyal medyada durmadan hakkı ve sabrı tavsiye ediyoruz.” diyebilirsin. Ama bu kadar tavsiyeye rağmen hep olumsuzluklar dünyaya hakim olmaya devam ediyor. Savaşlar, katliamlar, ahlaksızlıklar, uyuşturucu, boşanmalar, fakirlik, yoksunluk… Tüm bunlar bize şunu gösteriyor: Elimizi dünyanın altına koymamız gerek.
İnsan sadece kendisinden ibaret değil. Kendisi, yakınları ve sonuçta bütün insanlığı kurtarmakla mükelleftir. Dolayısıyla söylemden eyleme geçip sözde değil özde paylaşımlar yapmak lazım.
   Hazır “cihat” kelimesi de müfredata girmişken  Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın sözünü korkmadan(!) paylaşalım: “Namaz dinin direği cihat ise zirvesidir.” Cihat etmeyeceksen, yani cancağazım sadece durum paylaşıp icraat noktasında çaba harcamayacaksan zirvede değil vasatta kalırsın, benden söylemesi..

Nasıldı o Uğur Işılak eseri:

Hak sözü işittik duyduk 
Yine de şeytana uyduk 
El açmaya yüz kalmadı..

Aklınızı vurun taşa 
Çözüm aramayın boşa 
Sunulacak tez kalmadı..



1008 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Filistin'in Kurtuluşu Pamuk İpliğine Bağlı - 09/10/2023
Evde huzur kalmamışsa vatandaş Filistin'i, Doğu Türkistan'ı, Arakan'ı, Yemen'i nasıl düşünsün?
Kulakkı-3 - 16/08/2023
Kul hakkına giren kul: Hakkı.
Filin Kulağı Fildir - 21/05/2023
Siz, siz olun hayallerinize sahip çıkın. Çalmasınlar.
Güzel Milletiz Vesselâm - 18/02/2023
Evet coğrafya kaderdir fakat coğrafyanın iklimine, sosyolojik durumuna ve jeopolitik yerine göre tedbir almamak da büyük kederdir.
Gemiyi Batırmadan Karaya Varalım! - 21/09/2022
Hepimiz aynı gemideyiz ama birileri gemiyi deliyor.
Kendi Köyümüzde Kiracıyız! - 29/05/2022
Uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları ile yıllarca elimizin altında olan bu nimetler artık kolay ulaşamayacağımız bir hâl alıyor. Haram olmasa bile cebimizi düşünerek kendimize haram edeceğiz gibi...
Yetenek Havuzu - 01/03/2021
Genç erozyonuyla mücadele: Bir millet çöl olmasın.
Vay Benim Emeklerim! - 14/11/2020
Sömürü düzeni bitsin istiyorsan adaleti tesis etmek için çalışmalısın.
Pardon Patron! Bi'Şey Diicem! - 09/03/2020
Organize iyilik nerede?
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam27
Toplam Ziyaret182788
Anket
Okuyo musunuz, kaça gidiyosunuz?