Günaydın çocuklar. Ayağa kalkmadığınız için teşekkür ederim. Kimseye zahmet vermek istemem. Hepinizi seviyorum. Gelmeyen var mı? Ne olmuş İbrahim'e hasta mıymış? Hastalandıysa iyi demektir. Çünkü çocuklar, o kadar kötü bir zamanda yaşıyoruz ki hasta değilsek bu iyi olmadığımız anlamına gelir. Hepimize geçmiş olsun madem.

Ödevini yapmayan var mı? Niçin yapmadın İlkay? Zor muydu ödev? Ah uyku! İyi yapmışsın kızım. Olsun. Ben de zorluklarla baş edemeyince uyku ülkesine kaçıyorum bazen. Bu yazı? Eren! Keşke sen de uyusaydın ödevini babana yaptırmak yerine. Baba olmak yeterince zor bir ödev çünkü. Eren, canım benim. 

 Ecrin sen kahvaltıda çikolatalı ekmek mi yedin kızım? Peki bana bak sence ben çikolatalı ekmek yedim mi? Bilemedin, yedim. Herkes hazırsa derse başlayalım çocuklar. Sonuçta bu iş için para alıyorum değil mi? Kitaplarınızı açın. Hangi sayfa olduğu önemli değil. Açın sadece. Nefes alsın kitabınız. Konu neydi hatırlayan var mı? Teşekkür ederim Melisa. Kişisel bakım, kişisel bakım. Neeymiş bu kişisel bakım? Bak bak nereye kadar değil mi Furkan? Dur bakayım sen dışarıyı mı seyrediyorsun? Bize neden söylemiyorsun evlâdım? Biz de seyredelim güzelse. Haydi çocuklar pencere tivide güzel bi filim başlamış. İzleyelim biraz. Ne garip değil mi çocuklar dışarda hayat var. İçerde Hayat Bilgisi.

Kişisel bakıma dönecek olursak çocuklar. Evvelâ kendinize bakmayı abartmayın. Egonuz şaşı olur sonra. Şimdi ıslak mendilden bir tane alalım, Ecrin'e verelim ve o kendine kişisel baksın. Bedenimiz bizim değildir çocuklar, emanettir. Bakacaksak da bu yüzden bakmalıyız. Emanete hıyanet etmek münafıklık alâmetidir. Ama siz çocuksunuz ki ne bileceksiniz münafık ne demek. Benimki de laf işte!

Diş fırçası ne işe yarar İlhami? Dişlerimizi temizlemeye tabii, evet. Çünkü o kadar pis şeyler yiyoruz ki ancak köpüren bir şeyle temizlenir sanıyoruz. Yazık ya bize. Dişlerini düzenli fırçalayan var mı aranızda? Sahi mi İrem? Bakayım dişlerine. Hmm. Şimdi arkadaşlarına dişlerini düzenli olarak fırçalamalarını söyler misin? Teşekkür ederim. Çünkü ben çocuklar, dişlerini düzenli fırçalayan biri olmadım hiç. Ben söylesem Allah gücenirdi bana. İsterdim ben de dişlerimi düzenli fırçalayayım ama ben henüz hayat nedir anlayamadım ki bi de onu düzene sokayım.

Saçlarını annen mi taradı Nilay? Ne güzel olmuş. Ben saçımı ilk taradığımda. Yok yok daha doğrusu benim saçıma ilk tarak değdiğinde demem daha doğru olur. Orta ikideydim ve on iki yaşındaydım. Babaannem gülmüştü bana. Aşık olduğumu sandığı için güldüğünü düşünüp çok utanmıştım. Oysa ben hep aşıktım ki. Saçlarım dağınıktı sadece. Neyse. Saçınızı tarayın çocuklar. Kafa karışıklığına iyi gelir belki. Ha bir de kulaklarınızı temizleyin çocuklar. Kur'an da dinleyin.

Misler gibi kokmak deyince aklına ne geliyor Ahmet? Çiçek de iyi bir cevap. Tamam en doğru cevap bu Ahmet. Güzel Ahmet. Banyo yapan bir çocuk misler gibi kokar. Yaşamak insanı kirletir ve temizlenmek güzeldir çocuklar. Bir de Allah tevbe kapısını hep açık tutar çünkü insanların kirlendiklerini ne zaman fark edecekleri belli olmuyor. Papazlara bakmayın siz. Papaz günah çıkartamaz. Komşuya gider bir onluk alır, çaktırmadan cebine atar. Efendim Cansu? Yine garip garip şeyler mi söyledim. Çünkü ben normal insan olmaya gayret ediyorum Cansu. Bu çağın garipleri normallerdir. Sevindim bak şimdi.

Ellerini sık sık yıkıyor musun Kerem? Yıkamalısın çünkü elleeer günaaahkâar, dilleeer günaahkâar. Ellerimizin dünyadan topladığı kirleri yeniden dünyaya vermeliyiz yoksa dünya bize kızar.

Hamzacığım tırnaklarını derin kesmişsin, acımasın sonra. Bazıları kesmiyor Hamza. Hayata tutunmak istiyorlarmış. Tırnak demişken çocuklar ilerde bi yerlere gelirseniz oraya sakın tırnaklarınızla kazıyarak gelmeyin olur mu? Size o tırnakları vereni zihninize kazıyarak gelin. Allah'ı unutmayın çocuklar. Zil çalmadan Allah'ı hatırlayın. Zil çalmadan. Aaa zil çaldı. Haydi çocuklar on dakika yaşayın da gelin. Ama gelin mutlaka. Çözmemiz gereken bazı problemler var.

Ben de öğretmenler odasına gideyim bari. Çünkü orda çay var.